BESMELE TADINDA, MERHABA… haberinin gerçek görüntüsü.
Abdülcelil Turgut 2019-07-24 14:07
Haberlerin gittikçe +18 kulvarına girdiği bir dönemde bir şeylerden haber vermek de zor, şüpheyle kirlenen haberdar olma sürecini hazmetmek de bir o kadar zordur. ‘Zor’ dönemler önemlidir çünkü; ‘ya hep ya hiç’ duygusuyla yüreğimizin üzüntüden ya da yoğun heyecandan sıkıştığına/sıkışacağına işaret eder. Bu anlamda Haber Medyam’ın zor zamanda yola çıktığını işaret ederek hayırlı olsun dileklerimi iletmek isterim. Bana da köşe yazarı olarak getirilen paydaşlık teklifini kendi penceremden doğru kabul ettiklerimi paylaşmak için olumlu karşıladım. Hayırlı olsun.
…Ve insan(Adem) yaratıldı. İblis’in sonuç vermeyecek küstah itirazlarına rağmen. Yaratılan, yaratanına bir anlamda karşı çıkıyordu, yaratıldığı malzemenin türünü(üstünlük vehmiyle) bahane ederek. İnsan(Adem) yaratıcısının sabrına şahit oluyordu. ‘Yok ol!’ dese, yok edebilecekken, lanetlediği iblis’e mühlet veriyordu yaratan. Allah’ın (c.c.) azamet ve sabrı, şeytanın da zillet ve aceleciliğini görerek başladı hayat sürecini tanıma ve sınamaya İnsan(Adem). Allah(C.C.) kendisine muhalefet edeni yok etmemiş ama insanın muhalif iblis tarafından yoldan çıkarılmaması için eğitici,rehber ve haber verici olarak peygamberler, kitaplar ikram etmiş, tövbe kapısını açık tutarak hatadan dönme/vazgeçme fırsatını tanımıştır. Hiç şüphe yok ki, mutlak galip olan Allah’tır(C.C.). İblis; açık uyarı ve bilgilendirmeye rağmen, rabbine olan sözünü tutmayan sefih ve sapkınlar güruhuyla cehennemi satın almanın gayretkeşliğinin karşılığını elbette alacaktır.
Bu anlayışla tanıdığımız hayatın bizim(biz ifadesi ayrıştırmak amaçlı olmayıp ortak paydada buluşanları kastetmektedir) cenahtan nasıl tanımlandığını yazmaya çalışacağım. Hiç kimseyi yargılamadan, ötekileştirmeden, dizayn etme amacı gütmeden ama kendi değerlerime ve anlayışıma da zerre kadar müdahale ettirmeden, samimiyet anlayışını asla terk etmeden…
Her insanın özgürlük sınırı sabır gücüyle ölçülmeli bence, sabırdan kasıt tahammül olmamalı…Sahiden neden bizim gibi düşünmeyenlere ‘tahammül ediyoruz’ gibi sakat ve hastalıklı bir yaklaşım sergiliyoruz? Hayat denilen tabloyu tek renkten oluşturmak mümkün değil ki…Ayrıştırmak için bir sebep yetiyorsa birleştirmek için de bin yol bulabileceğimizi unutmayalım. Hakkımız diye istediğimizin başkaları için de hak olduğunu kabul eden bir dünya inşa edelim. insanın, iblis’in bütün tırtıklamalarına rağmen dimdik ayakta durduğu bir dünya, bir ülke, bir şehir, bir ilçe, bir mahalle, bir sokak, bir bina, bir aile, bir şahsiyet…
Paylaşacağız; acılarımızı, sevinçlerimizi, itirazlarımızı, kabullerimizi…vücudumuzun her yerine kan pompalayabilen bir yürek olacağız/olmalıyız. Seslenişlerimiz, sevmelerimiz dua tadında…Sancıyı birlikte çekeceğiz, doğumlara birlikte sevineceğiz….ve ölüm ‘hiç!’ olduğunu bilenler için bir ödül,’ hiçlik’ duvarına toslayanlar için tashihi mümkün olmayan korkunç bilanço!… +18 kulvarında olmaz söylemlerimiz. Elbette her haberi, her bilgiyi gerçeklik terazisinde tartmalıyız. Ölçüye uysa da uymasa da kızmamalıyız. Ölçüsüzlüktür esas tehlikeli olan. Defolu kumaştan iyi elbise çıkmasa da bu bizi defolu elbiseyi inkar etmeye götürmesin. Öyle ya, bakmasını bilirsek her insanın sevilecek bir yanı vardır….ve hayat her zaman matematik değildir.
Size besmele tadında sevgi birikimimle merhaba diyorum. Merhaba güzel dostlar merhaba…