MERHABA “PORTAKAL ÇİÇEĞİ” SEVERLER …
PORTAKAL ÇİÇEĞİ; KOKUSUYLA İNSANI MEST EDER
KARNAVALI İLE ADANAYI ŞÖHRET EDER…
Bu yıl Adana’da 3.sü düzenlenecek olan “Portakal Çiçeği Karnavalı”na dair
konuşacağız, yazacağız, düşüneceğiz ve öğreneceğiz… Baharda Adana bir başka güzel olur.
Özellikle Nisan ayında turunç, portakal, mandalina, greyfurt ve limon ağaçlarının çiçek açtığı
dönemlerde iki hafta süre ile tüm sokaklar mis gibi kokar. Adanalı olan bilir bunun ne demek
olduğunu…
Adana; Altın Koza Film Festivali, 13 Kare Sanat Festivali veya Devlet Tiyatroları-
Sabancı Uluslararası Adana Tiyatro Festivali gibi festivalleri yıllarca yaşamış, bir çok
sanatçısını şehrinde misafir etmiş bir şehir… Fakat; bu karnaval havası bambaşka bir hava
yarattı. Adana’da ilk olması ile beraber Türkiye’de de bir ilk olan “Portakal Çiçeği Karnavalı”
küçüğünden büyüğüne her insanı heyecanlandırdı. Karnavala ev sahipliği yapacak olan
Adana’da; oteller dolu, mekanlar dolu, tur şirketlerinin tur programları dolu… İşte bu
heyecanı, bu bilinci biz de uyandıran; karnavalın yaratıcısı, mimarı, kahramanı aynı zamanda
Türkiye’nin otomotiv sektöründe en genç Genel Müdürü olan Toyota Türkiye CEO’su Ali
Haydar Bozkurt “Hayata Dair Her Şey Haberci Dergisi’ne kendisine dair ve karnavala dair
merak edilenleri anlattı
Ali Haydar Bey’i öncelikle affına sığınarak başarılı iş adamlığından önce Karnavalın
yaratıcısı olarak tanıttım çünkü bir çok insan kendisini karnaval ile tanıdı. Gelin önce “İş
adamı Ali Haydar Bozkurt’u tanıyalım…
*Ali Haydar Bozkurt Kimdir?
- 1967 doğumluyum, öğrenimimi Adana'da tamamladım. 1991 yılında Çukurova Üniversitesi,
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İngilizce İşletme Bölümü’nden mezun oldum.
Profesyonel çalışma hayatına 1996 yılında demir-çelik sektöründe başladım. 2003 senesinde
ALJ Grup'a transfer olarak Daihatsu Türkiye’nin Genel Müdürü görevine atandım. 2006
senesinde, bu görevime ilave olarak ALJ Grup’un Avrupa Direktörlüğünü de üstlendim. ALJ
Grup'un 2009 senesinde yeni yapılanma çerçevesinde kurulan Toyota Türkiye Pazarlama ve
Satış A.Ş.’ye CEO ve Yönetim Kurulu üyesi olarak atandım. Halen Toyota Türkiye CEO ve
Yönetim Kurulu başkanı görevini üstlenmemin yanı sıra ALJ Holding CEO ve Yönetim
Kurulu Başkanlığını da yürütmekteyim.
Profesyonel iş yaşamının yanı sıra; spor ve sanat hayatımda çok önemli bir yere sahip.
Adana'da farklı kulüplerde basketbol oynadım. Ayrıca müzik ve fotoğraf ile de ilgilendim,
uzun yıllar Adana'daki birçok özel tiyatroda eğitmen, oyuncu ve yönetmen olarak çalışmalar
yaptım. Yoğun programım nedeniyle aktif sanat çalışmalarına artık zaman ayıramasam da
sanattan uzak kalmamaya gayret ediyorum; yeni oyunları, provaları izlemek için programımı
zorluyorum.
*Toyota Türkiye’nin 2015 hedefleri nelerdir?
- 2015 yılında Toyota olarak; pazar payımızı daha yukarı seviyelere çıkarmayı hedefliyoruz.
40-45 bin dolayında bir satış rakamını zorlayacağımızı düşünüyorum. 2015 yılında en
öncelikli konularımızdan biri geçtiğimiz sene sonunda Yaris Hybrid lansmanı ile yoğun bir
şekilde iletişimine başladığımız devrim niteliğinde bir yenilik olan hibrit teknolojisidir.
Önemli bir potansiyele sahip hibrit teknolojisinin ülkemizde tanınması ve kullanımının
yaygınlaştırılması için çalışmalarımız 2015 yılında da artarak devam edecek.
Ayrıca geçtiğimiz günlerde başlattığımız “Korna Çalma Huzurumu Çalma” yeni sosyal
sorumluluk projemiz ile kornanın yarattığı gürültü kirliliğinin önüne geçmeyi, toplumsal
bilinci arttırarak farkındalık yaratmayı amaçlıyoruz.
*Otomobillerin yaşamınızdaki yeri nedir? Hangi otomobili kullanıyorsunuz?
- Bulunduğum konum itibariyle otomobiller hayatımda önemli bir role sahip. Otomotiv
sektörü çok dinamik, yeniliklere çok açık bir sektördür. Herkesin mutlaka bir yerinden
heyecan bulacağı bir sektör bu. Büyüklerin oyuncağı diyorum ben… Bizim sektörün en büyük
avantajı ve keyifli tarafı bu kanımca. Kullandığım otomobil ise Toyota Land Cruiser V8.
*Otomotiv Sektöründe En Genç Genel Müdür olmanızdaki başarının sırrı nedir?
- Yıllardır üniversitelerde seminerler veriyorum. Gençler ile birlikte yaptığım söyleşilerde
“Liderlik ve Fark Yaratmak” üzerine sohbetler ediyoruz. Bu sorunuz sohbetlerde çok fazla
sorulan bir soru. Benden önceki herkes yıllardır şöyle yapıyor, ben de öyle yapayım demedim.
Ne fark yaratabilirim diye baktım her şeye. Gerçekten fark yarattığınız zaman, fark edilebilir
hale geliyorsunuz. Profesyonel iş yaşamımın 6. yılında bir markanın Genel Müdürü oldum.
Henüz 35 yaşında idim. O zaman sektörümüzdeki en genç genel müdür bendim. Elbette ki
şans çok önemlidir, doğru zamanda doğru yerde olmanın önemi de büyüktür. Ama şans
yanınızda belirince doğru donanımla yakalanmak önemli. Donanımınızla, tecrübenizle, hayat
vizyonunuzla o şansı doğru değerlendirebilmek gerekir.
*Şu an bulunduğunuz konum hedeflediğiniz bir yer miydi?
- Bu pozisyonu ve hatta bu sektörde çalışacağımı bile hayal etmemiştim. Ben daha çok sanatla
ilgili bir şeyler yapacağımı düşünüyordum. Kendimi bildim bileli, ben ne yaparsam yapayım,
farklı olmayı hedefledim. Hep bunu hayal etmiştim ve bundan da emindim. Hep
yapabileceğimin en iyisini yaptım. Kafamda bir şablon belirlememiştim, gerçekten iyisini
yapmayı hedeflerseniz, yaptığınız iş ne olursa olsun fark edilirsiniz.
*İşsizliğin her geçen gün arttığı ülkemizde gençlerimize vermek istediğiniz mesaj var mı?
- Gençlerimize öncelikle; mutlaka kitap okumalarını tavsiye ediyorum, kitap okumanın insanı
geliştirdiğine inanıyorum. Dünyamız sürekli bir değişim içerisinde, her gün değişen dünyada
eğitimin hiç bilmediğini bilmeleri gerekir. Bilgiyi paylaşsınlar ve sürekli eğitime önem
versinler.
Bunun yanında, iletişimin gücüne inansınlar. Aslında iş hayatında hepimiz bir şey anlatmaya
çalışıyoruz; iş arkadaşlarımıza, çalışanlarımıza, bayilerimize, müşterilerimize. Bu nedenle
etkili iletişim çok önemli. Yaptıkları her işte farklı olsunlar, fark yaratsınlar. Ve hayallerine
tutku ile bağlansınlar, mücadeleden vazgeçmesinler.
*Sizi siz yapan özelliğiniz nedir? Sizin için ne söylenmesi sizi tanımlar?
- “İletişim” en büyük önceliğim,
“Fark yaratmak” yaptığım her işte başarılı olmamın sırrıdır,
“Duygular önemlidir”. İnsanların bir işi duygularıyla yönettiğine inanırım.
*En sevdiğiniz şehir (Adana’dan sonra ) ? Neden ?
- Ben İzmir aşığıyımdır. Çok severim İzmir’i. Ama Anadolu’nun her kentinin ayrı bir
güzelliği ve zenginliği vardır. Sıcaktır bir kere Anadolu. Kendimden hissederim. Ben de
Anadolu’nun kucağında büyüdüm sonuçta.
*Gelelim Adana’dan başlayıp, ülkemizi saran hatta yurt dışında yaşayanların karnaval havasını solumak için Adana’ya akın edeceği Portakal Çiçeği Karnavalı’nın ilk ortaya çıkışına… Nasıl ortaya çıktı bu fikir?
- Her yıl Nisan’da açıp tüm bir kentin kimyasını değiştiren Portakal Çiçekleri’nin
yaşantımdaki yeri çok ayrıdır. Aksatmadan her Nisan gerçekleştirdiğim Adana ziyareti
sonunda, yani portakal çiçekleri dökülüp meyveye dönüşürken, bir sene sonrasının planlarını
yapmaya başlarım... İstedim ki tüm insanlar renk cümbüşü içinde o kokunun tadını çıkarsın ve
her yıl Nisan’da Adana’da bir araya gelip o anları birlikte yaşasınlar. Bu güzellikleri herkesin
yaşaması için ne yapmalıyım, nasıl yapmalıyım diye çok düşündüm. Bence Adana mutlaka
bir Portakal Çiçeği Etkinliği düzenlemeliydi. Ama öyle bildiğimiz anlamda klasik bir festival
olmamalıydı bu. Bir sokak karnavalı mesela... Türkiye'nin her yerinden insanlar gelmeli
Karnaval boyunca Adana'ya... Sokaklar, o benzersiz portakal çiçeklerinin kokusu eşliğinde
konserlere sahne olmalı, sanatçılar en beğenilen eserlerini sergilemeli, ressamlar tuvallerini
sokaklara kurmalı, yazarlar kitaplarını caddelerde imzalamalı, tiyatrolar sokağa taşınmalı
gibi…
*Bu Karnaval fikri ile neyi amaçlamıştınız ?
- Yemekleri, yetiştirdiği ünlüleri, tarihi, geleneksel ve kültürel değerleriyle tanınan Adana’nın
Nisan ayında kentin havasını tamamen değiştiren "Portakal Çiçeği"ni bir marka haline
getirmek ve bu karnavalı gelenekselleştirmek amacıyla yola çıktık.
Dikkatleri Adana'ya çekerek farkındalık yaratmak, şehrin ekonomisine ve sosyal yaşantısına
turizm ile katkıda bulunmayı temel hedef olarak belirledik. Böylelikle; Adana’ya aidiyet
duygusunu artırmak, yurdun dört bir yanından ve yurt dışından on binlerce kişinin katılmasını sağlamak, Adana'da portakal çiçeklerinin açılma mevsimini ajandalara not ettirmek, Adana
sokaklarını spor, kültür ve sanat aktiviteleriyle birlikte muhteşem bir karnaval alanına
çevirmek, Türkiye’deki diğer illere de ilham kaynağı olmak ve Nisan’da Adana’da Portakal
Çiçeği Karnavalı’nın dünyada da bilinirliğini sağlamak en temel amaçlarımızdır.
*İlk Karnaval ile şuan üçüncüsü yapılacak olan karnaval arasında farklar var mı ya da
olacak mı?
- Karnavalımız her sene biraz daha gelişiyor. Bu sene, karnaval ruhunun şehrin daha fazla
caddesinde, semtinde yaşanmasını hedefliyoruz ve Adana’nın dört bir yanında 150’ye yakın
aktivite planlıyoruz. Sanatçılarımızın, sporcularımızın, STK’ların, okulların ve çeşitli
grupların gösteri sayıları her geçen yıl artıyor. Sivil inisiyatifle 2013 yılında başladığımız,
2014 yılında da ikincisini düzenlediğimiz Portakal Çiçeği Karnavalı tüm Adana halkı,
Adana’ya gönül veren misafirlerimiz ve sponsorlarımızın destekleriyle kısa sayılabilecek bir
zamanda çok ses getiren büyük bir etkinliğe dönüştü. 2015 yılı için hazırlıklarına başladığımız
Portakal Çiçeği Karnavalı, yerel ve mülki yönetimlerin, STK’ların, kanaat önderlerinin,
medyanın, ünlülerin ve özel sektörün sahiplenmesiyle çok daha ileri bir boyuta taşınacaktır.
Karnavalımız; resimlerini sergilemek isteyen sanatçılarımız, kitaplarını imza günü yaparak
tanıtmak isteyen yazarlarımız ve şairlerimiz, binlerce kişiye konser verme şansını yakalayan
müzisyenlerimiz gibi birçok sanatçı için de sanatlarını sergileme olanağı sunacaktır.
*Portakal Çiçeği Karnavalı’nın bu kadar ses getirmesini neye bağlıyorsunuz? Ve Bu kadar ses getireceğini düşünmüş müydünüz?
- Sadece “küçük bir fikirdi” başlangıçta. Sonrasında gelişti ve bugün 4 Nisan’da 3’ncüsünü
düzenleyeceğimiz “büyük bir etkinliğe” dönüştü. Ve herkesi Nisan’da Adana’da sloganı
altında “Portakal Çiçeği Karnavalı”nda buluşmaya davet etti.
Ve evet, bu kadar büyüyeceğini düşünmüştüm çünkü ben bu fikri geliştirdiğimde, sonucunun
nasıl olacağını hayal etmiştim. Çoğu kişi güzel fikir ama olmaz ki dediğinde inançla fikrin
arkasında durmamın nedeni benim sonucu hayal etmiş ve görmüş olmamdı diyebiliriz.
*Beklenen olmasaydı ne yapardınız? Hiç böyle bir endişeniz oldu mu?
- 2 yıl önce ilkini düzenlediğimizde büyük bir heyecan yaşadık. Bir anda Adanalı olsun
olmasın 7’sinden 70’ine herkesin destek verdiği karnavalın nasıl geçeceği, Adanalıların
karnavala sahip çıkıp çıkmayacağı konusunda bayağı bir merak içindeydik. Valiliğimiz, Yerel
Yönetimlerimiz, halkımız, okullarımız, STK’larımız, hobi kulüplerimiz yani aklımıza kim
geliyorsa desteklerini iletmişti. Gün gelip çattığında heyecanımız görülmeye değerdi. Kortej
yürüyüşünün başlayacağı noktaya gittiğimizde ise heyecanımızın yerine bir duygu seli hakim
olmuştu. 15 bin kişi toplanmıştı rengarenk giysiler içinde. Bando en sevilen marşları,
melodileri çalıyor, insanlar hep bir ağızdan bunlara eşlik ediyordu. Yürüyüş güzergahında
Adanalı olan ya da olmadığı halde bu kente destek veren onlarca sanatçı ile kortejde kol kola
yürüyorduk. Kenti bir coşku sarmıştı, herkes günlük sorunlarından uzaklaşmış, o anın tadını
çıkarmak istiyordu. Hazırlıkların ilk adımından kortej yürüyüşü sonuna kadar geçen sürede
çok yorulmuştuk ama bu yorgunluktan eser kalmamıştı. Şimdi inanıyorum ki Adana halkının sahip çıkmasıyla karnavalımız gelecek yıllar boyu sürecek bir büyük bir etkinliğe dönüşecek.
Bundan hiç endişem yok.
*Adana bir çok şehirden göç almış bir şehir. Bu nedenle Karnavalda seviyenin bozulmaması için tedbirleriniz veya talepleriniz oluyor mu, olacak mı?
- Bizler karnavalın yalnızca Adana ile değil, ülkemizin her yerinden vatandaşlarımızdan hatta
yurtdışından karnaval havasını yaşamak için katılım bekliyoruz. Bu yüzden davetimiz çok
açık. Herkesi bu güzelliği yaşaması için Adana’ya davet ediyoruz.
Karnaval boyunca, toplumun her renginden farklı kesimleri gerçek bir kardeşlik havasında,
hoşgörüyle birlikte olmaya davet ediyoruz. Karnavalımızın en önemli ilkelerinden biri,
kimseyi ötekileştirmeden herkesi kucaklamasıdır. Herkesin davetli olduğu karnaval şenlikleri
boyunca, siyasetsiz bir gün yaşanması en büyük dileğimiz. Adana halkı düzenlediğimiz her
iki karnavalda da sıcak misafirperverliklerini gösterdi. Hiçbir sorun ve olay çıkmadı. Bundan
sonra da olacağını hiç sanmıyorum.
*Adanalı değilsiniz Malatya doğumlusunuz; Adana’da geçmiş hayatınız ama
Malatya’nın da Kayısısı meşhur, Malatyalılar size gönül koymasınlar bizi unuttu
demesinler Atalar boşa dememiş “Doğduğum Yer Değil Doyduğum Yer” değil mi?
Ne dersiniz ?
- Malatya’da doğdum, aslında Malatyalıyım. Ancak Adana’da büyüdüm. 29 yaşına kadar
Adana’da yaşadım. Adana benim çocukluğum, ilk gençliğim, hayatımda ne varsa neredeyse
hepsinin temeli... Ama Malatya’dan ve Malatyalı olmaktan da kopmadım. Sorulunca
Malatyalıyım ama Adana’da büyüdüm diyorum, bazen de Adanalı mısınız sorusuna “evet
ama aslen Malatyalıyım” diyerek açıklık getiriyorum.
*“Hayata Dair Her Şey Haberci Dergisi’ okuyucularına ne söylemek istersiniz?
- Derginize bu söyleşi için öncelikle teşekkür ediyorum. Kendilerini 4 Nisan’daki korteje
yaratıcı kostümlerle katılmaya, birbirinden farklı sanatsal ve performans aktivitelerinin
gerçekleştirileceği karnaval boyunca sokaklarda, caddelerde birlikte eğlenmeye davet
ediyorum.
Adana’da doğmuş, Adana’da yaşamış, Adana’da iş ve eş seçimini yapmış, Adana aşığı
biri olarak; karnavalla bizlere yaşattığı mutluluk için, gurur için Ali Haydar Bey’e bir kez
daha şükranlarımı sunuyorum. Ali Haydar Bey’i tanımayı, şahsım için bir başarı sayıyorum.
Mütevazi, yardımsever kişiliği ile bizi kırmayıp yoğun temposuna rağmen zaman ayırdığı için
çok teşekkür ederim.
“Nisan’da Adana’da” diyerek, 04 Nisan 2015’te yaşayacağımız karnavalımızın herkes
için güzelliklerle dolu, unutulmayacak anılarla dolu geçmesi temennisi ile…
Sevgi ve Saygılarımla…